Bir emeğim,bir sevincim.Tevafuk (benbir)

     Nereden başlasam bilemedim.Dün kendimi tanıttığım yazıyı yayınlayıp yayınlamama konusunda kararsızdım ama şimdi iyiki yayınlamışım diyorum.O yazıyı okuyanlar bilir.Bilmeyenler için buraya bir TIK.2000-2001 yıllarının benim için özel olduğundan,arkadaşlarımla çok güzel vakit geçirdiğimden bahsetmiştim.İşte o yıllarda örnek aldığım,kişiliğine özendiğim ve çok sevdiğim bir ablam vardı.Sevgili benbir. Meğer yaklaşık 2 haftadır birbirimizin bloğunu takip edip yorumlar bırakmışız.Yazımı okuyunca beni tanımış ve bana yorum bırakmış.Nasıl sevindim,nasıl mutlu oldum anlatamam :)).Evlendiğimden bu yana görüşememiştik.Nerededir nasıldır hiç bir şeyden haberim yoktu.Hiç tahmin etmezdim onunla burada karşılaşacağımı.Canım ablam iyiki takibe almışsın beniii :))

    Gelelim yeni diktiğim pijama takımına.

    Bir kaç gün önce ipucunu verdiğim posttan ortaya bu takım çıktı.Senelerdir (en az 20 yıl) annemin sakladığı pazen kumaşlar vardı.Onları aldım elinden :) İlk olarak kızım için kullandım.



Tek alt ya ada tek üst olmasını istemediğim için takım olarak diktim.

Cepsiz olmazdı :)

Görünüşünün bozulmaması için düğme yerine çıt çıt kullandım.

Paçalarını da süsledim.Kızım çok beğendi giydi bile.Bu arada kalıpsız kesip diktiğimi eklemek isterim.Dilerim sizde beğenirsiniz.Hepinize hayırlı geceler blog dostlarım.
Sevgilerimle :)

Şablon hediyeli çekiliş :)

Bloğumun şablonunun tasarımcısından çok güzel bir çekiliş daha.Sizde bloğunuz için güzel bir şablon istiyorsanız Değmesin Yağlı Boya'ya uğramalısınız :)

Kimmiş bu geminin kaptanı ? :)

Merhabalar blog dostlarım.Kim olduğumu merak edenler için kısaca kendimi tanıttım.        

Ben Saliha Matar.1983 yılının son ayında Manisa'da doğmuşum.Annemle babam evlenince Manisa'ya yerleşmişler.Babam hem imamlık yapmış,hemde üniversite okumak için İzmir'e gidip gelmiş.Abimle ben orada doğmuşuz.Sonra babamın ilk tayini Diyarbakır'a olmuş.Kardeşim orda doğdu.Bende ilkokula orda başladım.

Sonra Antalya'ya geldik.İlkokulu babamın öğretmenlik yaptığı okulda bitirdim.Hatta babam 4. ve 5. sınıfta derslerime girdi :)

Daha sonra Antalya İmam-Hatip lisesine başladım.Orta okul iyiydi ama liseye başlayınca sorunlar da başladı.Lise 1'i okurken malum başörtüsü problemleri ve katsayı sorunları çıktı ortaya.Bu benim için çok acı verici bir hikaye.Kararsızlık içinde kalmıştım.Hem okumak istiyordum hemde başımı açmak istemiyordum.Babam okumamı çok istedi.''Gerekirse yurt dışına gönderirim kızım'' demişti ama o zaman küçüğüz tabi.Gözümde büyüttüm ''nasıl giderim oralara ,nasıl yaparım''.Cesaret edemedim.Şimdi olsa giderdim.İki seçeneğim vardı.Ya doktor olucam ya da Radyo Televizyon okuyacaktım.Olmadı olamadı...Lise 1' büyük sıkıntılarla okuduktan sonra lise 2'de sene başında yine başörtüsü problemleri arttı ve ben okuldan ayrılmak zorunda kaldım.Arkadaşlarımla beraber Açık Öğretim Lisesine yazıldık.Açık öğretimde okuyorduk ama yüz yüze eğitim de görüyorduk.Yani hafta sonları yine İmam-Hatip'e gidip ders görüyorduk.İşte benim için 2 önemli yıl.Arkadaşlarımla geçirdiğim ve hiç unutamayacağım 2 yıl (2000-2001) Evet bir tarafımız buruktu ama arkadaşlarımla çok güzel vakitler geçirdik.Hatırladıkça hüzünlenirim,ağlarım,sevinirim....O zamanlar Akra Fm dinlerdik.Antalya da Tulu Radyo vardı onu dinlerdik.

Gelelim evliliğime...

Senmisin ''20 yaşından önce evlenmem'' diyen.18 yaşında (2001) evlendim.Asıl memleketimiz olan Burdur'a yerleştim.Allah'ın emaneti ikisi oğlan biri kız üç çocuğum var.Necati Emre'm 4. sınıf,Fatma Zehra'm 1. sınıf,Mehmet Burak'ım 3 yaşında.Rabbim'den onların güzel ahlaklı evlatlar olmasını diliyorum.Evimde eşimle,çocuklarımla mutluyum,huzurluyum çok şükür.

Peki neden Bilgenin Gemisi? Bilge benim kızlık soyadım.Evlenmeden önce Bilge'yi ikinci ismim sananlar da olurdu.Gemi isee ne bileyim işte denizi maviyi sevdiğimdenmidir bilmiyorum,bir gece yarısı aklıma geldi .Bloğumu çok seviyorum.Okuyan olsada olmasa da ben yazdıkça,paylaştıkça seviniyorum.Güzel dostluklar kurabileceğime inanıyorum.

Sabırla okuyanlara teşekkür ederim.Sevgilerimi sunuyorum.

Hobilerim :Keçe,dikiş,kitap okumak ve radyo dinlemek ve araba kullanmak.

Fobilerim :Karanlık

En sevdiğim şehir:İstanbul

En çok gitmek istediğim ülke:Maldivler,Umman

En çok yapmak istediğim şey:Bangi Jumping

En sevdiğim renk:Hiç şüphesiz Mavi :))

En sevdiğim sanatçı:Mustafa Ceceli (doğumuma 3 hafta kala konserine katılacak kadar seviyorum,eşim sağolsun :)

En çok sevdiğim yazarlar:Erdem Beyazıt,Nurullah Genç,Halit Ertuğrul,Cüneyt Suavi

Ne Dinliyorum:Akra Fm,Burç Fm

 

Bakalım ortaya ne çıkıcak?

Bu günlerde bu malzemelerle uğraşıyorum.İnşallah güzel şeyler ortaya çıkıcak.Biraz merak edin bakalım.Hadi bir ipucu vereyim.Bu işe en çok kızım sevinicek :)
Sevgilerimle :)

Hz.Zeyd'in Gençlere mesajını duydunuz mu?

Yıllar önce Akra Fm'de tanıdım Kemal Ayyıldız'ı.O zamanlar programını dinlerdim.Sonra Düşünen İnsanlar İçin isimli kaset seti çıktı.Bu hadiseyi ilk o kasetlerden dinlemiştim.
Peygamber Efendimiz (sav),Kur'an'ı insanlara anlattığı ilk yıllarda;müşrikler tarafından tahammül edilemez hakaretlere maruz bırakılıyor, hor görülüyor ve hatta Taif'te de olduğu gibi insafsızca taşlanıyordu.Ama etrafında pervane olan genç sahabeler Hz.Muhammed'e değil bir taşın dokunmasına yakıcı bir güneş ışığına veya sıcak bir rüzgarın değmesine bile razı olmuyorlardı.Onlardan biride Zeyd(r.a.) idi.
O sıralarda 22 yaşında olan Hz. Zeyd (ra) O Zat'ı muhafaza eden  melaike ordusunu bile kıskanıyor ve kendisi gibi genç olan diğer sahabeler tarafından O(sav)'nun etrafında oluşturulan etten duvarın en önünde yer alıyordu.
Bu yüce sahabe,güneşin ortalığı adeta kavurduğu bir günde Gazve'ye hazırlanırken,Peygamberimiz(sav)'in alnında parıldayan ter damlacıklarını gördü.Her bir damla ,Zeyd'in kalbine bir hançer gibi saplanmıştı.Dayanamadı,başını öfkeyle yukarı kaldırarak güneşe çevirdi ve hiç kımıldamadan ona bakmaya başladı.
Efendimiz(sav) bir şeyler olduğunu hissetmişti.Hemen Zeyd'e döndü ve kolunu tutarak;
- Zeyd, dedi.Ne yapıyorsun?.Güneşi söndüreceksin...
Zeyd bakışlarını yere çevirdi ve Allah (c.c.)'ın izniyle güneş ona muhatap oldu.
Güneş:
-Ya Zeyd diyordu.Ben Efendimiz'(sav)i inicitmek istermiyim hiç?Sadece O'na daha yakın olmayı arzu etmiştim.
Zeyd'den bütün gençlere mesajı buydu. ''O(sav)nu benim gibi sevmelisiniz'' diyordu.Allah ondan razı olsun.

Sevgililer günü için hediye

Başlıkta ''Sevgililer günü için hediye'' desemde bir çok kişi için hediye olabilecek gül buketinden bir tane daha yaptım.Aslında sipariş olduğu için kırmızı rengi kullandım.Bu akşam sahibine ulaştırılacak.Çok vaktim yok, kaçıyorum ben :)
Sevgilerimle :)
Sipariş alıyorum:
mail:bilgeningemisi@gmail.com
facebook:bilgeningemisi

 

Yemezlerrr

Sevgili Katre-i Sevgi güzel bir paylaşımda bulunmuş.Bende destek olmak istedim.
Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren toksinlere, hamile kadınların kanında ve fetusunda raslandı. GDO'lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerin etiketlenmesi için, sen de " YEMEZLER " de!
GDO’lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen süt, peynir, yumurta, et gibi temel besinler ne yazık ki doğrudan soframıza geliyor. Üstelik etimizin, sütümüzün, yumurtalarımızın etiketlerinde hayvanların GDO’lu yem ile beslenmiş olduğuna dair hiçbir uyarı yok.

GDO, dünyamız ve canlılar üzerinde yapılan tehlikeli bir deney. GDO'lar insan sağlığı ve çevreye ciddi zararlar verebilir.

Halkımızın tercih hakkı da, güvenle beslenme hakkı da elinden alınıyor. Üstelik bu durum yasalara da aykırı. Çünkü yasa, tüketicilerin tercih hakkının ortadan kalktığı durumlarda GDO’ların ithalatına izin verilmeyeceğini söyler.

325 binden fazla kişi "Yemezler" kampanyasına katılıp, TGDF'nin 29 adet gıda amaçlı GDO için ithalat başvurusunu geri çekmesini sağlamıştı. Şimdi de aynı başarıyı elde edebiliriz. Yapmamız gereken bir araya gelip, isteğimizi dile getirmek.

Şimdi sen de linkteki formu doldurarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'den bu ürünlerin etiketlenmesi için gerekenlerin yapılmasını iste. GDO'lara dur diyelim.

Kendimizi düşünmüyorsak çocuklarımızı düşünelim!
Gelecekleri ve sağlıkları için duyarlı olalım..

Arkadaşlar lütfen sizlerde bloğunuzda paylaşın daha çok kişiye sesimizi duyuralım ve GDO 'ya dur diyelim.

Üstad Necip Fazıl

Necip Fazıl eşiminde benimde sevdiğim bir insandır.Bugün farklı bişey olsun dedim  ve Üstad'ın bu sözünü paylaşmak istedim.
Aslında aklımda kalan bir anısı var.
Üstad bir gün İstanbul'da vapurla karşıya geçerken adamın biri yanına yaklaşıp sorar.
-Üstad,Peygamberlere ne gerek vardı biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.Üstad cevap vermiş:
-Ne diye bindinki vapura,yüzerek geçseydinya karşıya.
Mekanı cennet olsun.
Sevgilerimle :)

 

Keçeden Taç Yapımı

 Sonunda kavuştum bloğuma.Bilgisayarımız tamirdeydi bir kaç gündür.Bloğuma o kadar alışmışım ki,zaman geçmedi bir türlü.
Yoğun geçen bir haftasonunun ardından başladık yeni bir haftaya.Bugün yine step yapmaya gittim.Çok yorulmuşum,biraz da baş ağrım var.Bu arada boş durmadım.Bu güzel taçları yaptım.Bakalım beğenicekmisiniz? Sizin favoriniz hangisi? Benim favorim balıklı olan :)) E o kadar gemi kaptanıyız balıklı olanı beğenicem tabi :))
Hadi ben kaçıyorum.İyi geceler diliyorum.
Sevgilerimle :)

Yepyeni bir model :)

Hep aynı şeyleri yapmayı sevmiyorum.Yaptığım her ürüne yeni birşeyler katmalıyım.Aklıma çok güzel fikirler geliyor ama not almadığım için unutuyorum.Yazmak lazım,kalem aklın dilidir.
İşte size yeni yaptığım çerçeve magnet.Bu sefer kalbin kenarına fırfırlı tül ekledim.Ya da adı her neyse işte.İsim konusunda yeteneksizim :) Dilerim beğenirsiniz.Ben söylenenlerden çok çabuk etkilenen birisiyim.Bazı insanlar hırs yapar hani,söylenenin aksini yapar inadına.Hayır ben onlardan değilim malesef.Benim daha iyisini yapabilmem için desteğe ihtiyacım var.''Yapabilirsin,başarabilirsin'' v.s. sözler varya.İşte onlar bana söylenmeli.Ama fikirlere açığım tabi.Şurası şöyle olsaydı  falan filan ...
:)) Kişisel gelişime nasıl atladım bilmiyorum.
Böyle işte hadi sıra sizde.Nasıl olmuş?
Sevgilerimle :)

Kuzen'den gelen hediye :)



Geçtiğimiz haftalarda 30 yaşıma girmiştim malum.Hala alışamadım 20'li yaşlar iyiydi yaaa :)) Doğum günümde kuzenimle görüşmedik,sonra verdi hediyesini.Kitap okumayı çok seven ama çok vakit bulamayanlardanım.Ama başladığım kitabı da bitiririm.NT'ye girdimmi tamamdır zaten,kitap almadan çıkamam.
Hediye paketini alınca kitap olduğunu anladım.İçimden ''Allah'ım inşallah aldığım kitaplardan biri değildir'' dedim.Neyseki değil.Henüz okumadım,başlıklarına şöyle bir göz attım.Konu EFENDİMİZ (s.a.v.) olunca yazılacaklar bitmez ama ben sizin için bir kaç güzel şey yazmak istedim.
1-) Hz.Aişe (r.a.) anlatıyor:
-Bir gün kapıya dilenci bir kadın geldi,birşeyler istedi.Yanında iki çocuğu vardı.Yanımda bulunan üç hurmayı kadına verdim.Kadın ikisini çocuklarına verdi.Birini kendisi için ayırdı.Tam ağzına götürüp yiyeceği sırada çocuklar elindekini de istediler.Kadın kendisi için ayırdığı bu hurmayı yemekten vazgeçip ikiye böldü ve çocuklarına verdi.
Rasulullah (s.a.v.) eve gelince olayı kendisine anlattım.Buyurdu ki:
-Allah (c.c.) bu hurma sebebiyle o kadına cenneti vacip kıldı.Yahut cehennemden azat etti.
2-)Ümmü Seleme anlatıyor:
(Ben bu hadiseyi daha önce duymuştum ve çok severim )
Efendimiz'in vefatından bir yıl önceydi.Hz. Ebu Bekir (r.a.) ticaret için Bursa'ya gitmişti.Yanında Hermele'nin iki oğlu Nuayman ve Suvaybıt vardı.Suvaybıt erzakları gözetlemekle sorumluydu.Nuaymen'de çok şakacı ve mizahı seven birisiydi.Kardeşine çok acıktığını söyledi.Suvaybıt:
-Bekle,Ebu Bekir gelmeden vermem,dedi.Nuayman kızdı:
-Vallahi senin canını yakarım,dedi.
Biraz sonra bir kavme uğradılar.Nuayman kardeşi Suvaybıt için:
-Bu benim kölemdir.Satın alırsanız vereceğim ,dedi.Onlar:
-Alırız ,dediler.Nuayman:
-Fakat şunu peşin peşin söyleyeyim.Kölem biraz inatçıdır.Size köle olmadığını ve onu bırakmanızı söyleyebilir.Onu dinlemeyin tamammı,dedi.
-Tamam biz onu bağlarız ,dediler.
Pazarlık sonucu Nuayman kardeşi Suvaybıt'ı 10 deve karşılığında sattı.Adamlar Suvaybıt'ın yanına gelip boynuna ip bağladılar.Suvaybıt bağırmaya başladı:
-Ben hürüm ,köle değilim dediyse de onu dinlemediler.
-Biz senin böyle diyeceğini biliyorduk,dediler ve Suvaybıt'ı zorla götürdüler.
Bir müddet sonra Hz.Ebu Bekir geldi.Dururmu ona anlattılar.Hz.Ebu Bekir o kavmin peşine düştü.Develeri verip Suvaybıt'ı geri aldı.Geri döndüklerinde bu olayı Rasulullah'a anlattılar.Efendimiz ve ashabı bir yıl boyunca hatırladılar ve güldüler.
Aslında daha çok güzel yazılar var ama ilk defa bu kadar uzun bir yazı yazdım.Fazla sıkmak istemedim.Özellikle Nuayman'ın muziplikleri çok dikkatimi çekti.Şimdilik bu kadar blogcanlar.Kuzenime teşekkürler,sizlerede hayırlı geceler.
Sevgilerimle :)


 



Bonelerim çok mutlu,onlar mutlu ben mutlu :))

Bloğumu ilk açtığım zamanlarda bonelerimi nasıl sakladığımı göstermiştim ama o zaman kutu böyle kaplı değildi.Bu postta hem kutuyu kapladım ,hemde kaplama aşamalrını gösterdim.

Elinizdeki kutunun büyüklüğüne göre yapışkan kağıdı ayarlayıp keselim.Köşelerini rahat kıvırabilmek için resimde gördüğünüz gibi dört köşesinden keselim.

Kağıdın yapışkan kısmının hepsini çıkarmayın.Azar azar çıkarırsanız yapıştırmakta zorlanmazsınız.Önce tek tarafını çıkarın yapıştırın.

Yine köşe kısımlarını rahat yapıştırmak için gördüğünüz kısımdan 1 cm.kadar kesin.





Bütün kenarlarını tamamlayın.Bu kutunun  üst kısmı şeffaf olduğu için görünen kısmını sonradan kesip çıkardım.''Böyle bir kutu bulamam'' diyorsanız,normal kaplamak istediğiniz bir kutunun üst kısmını dilediğiniz kadar kesin.İç tarafından şeffaf asetat yapıştırın.Yaparken çok eğlendim ben.Dilerim işinize yarar.Bu arada GALATASARAY'lı biri olarak takımımı tebrik ediyorum :) :P
Sevgilerimle :)

Biraz da spor yapalım dimi :)

Haftada bir gün spor ayakkabılarımı ve sauna  eşofmanlarımı giyerim,arabaya atlar step yapmaya giderim.Normal bi spor salonu değil.Çocukların okulunda bayan velilere yönelik bir durum.Önce gitmeyi hiç düşünmemiştim ama arkadaşımın ısrarıyla katılıyorum bir aydır.Spor yapmanın yanında çokta eğlenceli geçiyor.Diğer günlerde de evde plates yapmaya çalışıyorum.Her çocuktan 5'er kilo kaldığını düşünürsek şöyle bi 8-10 kilo versem yeticek.

Kendimi böyle kandırmak istemiyorum.Allah'ın izniyle vericem fazla kilolarımı.Hadi benden bugünlük bu kadar.
Sevgilerimle :)

 

Geçtiğimiz bir ayda duygularım...

KENDİMİ MUTLU ETTİM :)
(Deniz kabuklu bu sepeti görünce dayanamadım aldım)

ŞAŞIRDIM
(Biz dondurmamızı yerken Burak, Ben Bilmem Eşim Bilir yarışmacılarına taş çıkartırcasına topu su bardağımın içine atmayı başardı.Hemde 1,5 metrelik mesafeden )

BAYILDIM
(Arkadaşımın kızı için aldığım bu elbiseye bayıldım,içimdeki ses :''bi dahamı çoçuk yapsam :P'')

HEYECANLANDIM
(Oğluşum büyümüş artık.Emre buz pateni kaymaya çalışırken)



ŞAŞIRDIM
(Bu vitrine öyle bakıp geçtim.Önce dikkatimi çekmedi.Arkadaşım ''Dolardan tuvalet kağıdını gördün mü'' deyince geri dönüp baktım ''yokk artık'' dedim :)))

ÜZÜLDÜM
(Filistin'li bu çocuklar,anne ve babalarını kaybetmişler.Abisi kardeşini kucaklarken çekilmiş bu fotoğrafı görünce çok üzüldüm.Çocuklara dayanamam.)

HEYECANLIYIM
(Kitapsız olmazdı.Okumak için sabırsızlanıyorum.)
 

Ersağ Yağ Çözücü

Hepinize hayırlı sabahlar diliyorumm :)
Bugün deneyip çok çok memnun kaldığım bu üründen bahsetmek istedim.Yağ kirlerini silmekten her zaman nefret etmişimdir.Bilinen yağ çözücüler pek işime yaramadı.Elime değdiği yerler kızarıp kaşınırdı.Bu ürün kesinlikle öyle ellerinizi falan yakmaz.Doğal bir ürün olduğu için eldivensiz kullanabilirsiniz.Sadece istediğiniz yere püskürtüp 10 dk. beklemeniz yeterli.Jel kıvamında olduğu için sulandırıp uzun süre kullanabilirsiniz.Etrafınızda satan birileri mutlaka vardır.Üye olup kendinizde satabilirsiniz.Umarım sizde memnun kalırsınız.
Bugün yoğun geçicek benim için.Bugüne dair postlar yarın sizinle :)
Sevgilerimle :)

Resimli delgeçlerle yaptıklarım :)

Hayırlı geceler diliyorum herkeze.''Hayırlı geceler'' diyorum çünkü bu günlerde Burak'ın uyku düzeni fena bozuldu.Geç yatıp geç kalkıyo malesef.Benim için çok kötü oluyo.İnşallah bir an önce düzene gireriz.Neyse,geçelim postumuza.
Geçtiğimiz hafta sonu oğlumun sınıfının velilerini evimde ağırladığımdan bahsetmiştim.Onlar için böyle bir davet kartı hazırladım.Resimli delgeç ve renkli A4 kağıdı kullandım.Çok sevdim ben bu resimli delgeçlerle oynaşmayı :) Daha önce kendime kart yapmıştım hatırlıycaksınız.Bilmeyenler için bir TIK.

Bunlarda kitap ayracı.Renkli A4 kağıtlarının üzerine Hadis yazdıktan sonra yine delçekle süsledim.Asetatın içine yerleştirip bir tarafını zımbaladım,diğer tarafını kurdela ile bağladım ve evime misafir gelen velilerimize hediye ettim.Onlar çok beğendiler.Dilerim sizde beğenirsiniz.

Sevgilerimle :)

Netten ilk siparişim İstanbul'a gidiyor :)

Damla Hanım'ın Oğlu Tuna için istediği ürünler İstanbul'a doğru yola çıkmak için hazırlar.

İlk defa Angry Bird çalıştım.Seri üretim yapmak sabır istiyo gerçekten :)

Tuna bebek Balık burcu olduğu için annesi çerçevelerin balık temalı olmasını istedi.Şimdiden Tuna'nın doğum gününü kutlarım.İyi günlerde kullansınlar.

Sevgilerimle :)

Sizde sipariş vermek istiyorsanız:

bilgeningemisi@gmail.com

facebook/bilgeningemisi

Doğum günüm....

Eveettt.20'li yaşları bitirmenin hüznü içerisindeyim.30'lara başladım.Allah hepimize hayırlı ömür versin.Aslında doğum günüm geçtiğimiz Cumartesiydi.(8 Aralık) o gün o kadar yoğundum ki anlatamam.2 haftadır misafir ağırlıyorum.Geçen hafta kızımın sınıfının velileri geldi,bu hafta oğlumun.15 veli 15'te çocuklar desek 30 kişi falan ağırladım cumartesi günü.Hazırlıktır,ikramdır derken kendi doğum günümü unuttum.Zaten öyle özel bişeyde yaptığımız yok.Ama böyle bi pastam olsaydı hayır demezdim :)
20'li yaşlarımdan ayrılmakta çok zorlandım itiraf ediyorum.Ama 30'larıma bomba gibi hedeflerle başlıyorum inşallah.Geçmiş yılların acısını çıkarırcasına kendime,eşime,çocuklarıma daha çok vakit ayırmak istiyorum.Özellikle çocukların eğitimleri çok önemli,geri dönüşü olmayan zamanlardayım.Zaman ahh zaman,birde yetsen bana.Rabbim yardımcım olsun inşallah.Hepimizin yardımcısı olsun.
Bu arada bugün çok güzel bir ilahi keşfettim.Ama öyle böyle değil.Şu an gecenin 2 buçuğu .Kaç defa dinledim bilmiyorum,ayrılamıyorum dinlemekten.Bi de kulaklıkla dinlediğim için içimde yaşıyorum sanki.Merak edenler için buraya  TIK TIK.
Sevgilerimle :)

Katılmasam olmazdı :)



Bu gördüğünüz bir kısmı.Daha neler neler var.Katılmak için buyrun neşeli oyuncaklar.



Elleri kolları kınalı bebek :)

Artık bu şekiller her yerdeler :))
Önceden :
-Kızım ne şekil yapmamı istersin?
-Gülen yüz yap anne.
Şimdi:
-Kızım ne şekil yapmamı istersin?
-Kelebek,bulut,arı falan filan yap işte :)))
Sevgilerimle :)